16 Temmuz 2013 Salı

'Bir bardak da benden...'

Ne zamandır yazamadım. Aslında kendime söz vermiştim her gün yazacağım diye, olmadı işte. Tatsız bir zaman geçirdik,  ama geçirdik bitti.

Bu sırada boş durmadım. Emiralem çileğinin son zamanlarıymış. Canım oğlum için reçel yaptım mesela.

3 kilo Emiralem çileği aldım. Güzelce ayıkladım, yıkadım. Kocaman bir tencereye doldurup üzerine 3 kilo toz şeker döktüm. Benim annemin ölçüleri harikadır. Ama her ölçüye bir ek mutlaka vardır. 'Bir tutam da benden..' ya da 'bir bardak da benden...' ya da 'bir fincan da benden...' ölçüsüdür bu. Yani tüm tarif, ölçüye göre uygulanır ve gözün kestiği bir miktar 'bu da benden... ' denerek eklenir :)

İşte benim çilek reçeli tarifi de bu: 3 kg çilek, 3 kg şeker +1 bardak da şeker benden.

Çilek ve şeker bir arada 1 gece bekliyor, sabah güzelce kaynatılıyor. Ocaktan indirmeye yakın 3 çay kaşığı limon tuzu ekleniyor.Biraz daha kaynatılıp ocaktan alınıyor. Sonra reçelin taneleri ayrılıp, suyu İzmir'in kuvvetli güneşinin ellerine bırakılıyor. 2 ya da 3 gün güneşte bekliyor. Sonra hazır işte.

Daha ne olsun. Mis gibi reçel kokusu eve siniyor. Bir hafta çilek kokusu soluyor insan. O zaman da çocukluk günleri hatırlanıyor.

Ben çocukken öyle kavanozda reçel almak yoktu ki. Annem yapardı reçelleri. Çilek, vişne, kızılcık, kayısı, ayva. Hiç bitmezdi o zaman evde reçel. Kavanozlara doldurulur buzdolabının alt raflarından birine yerleştirilirdi.Bittikçe yeni bir kavanoz çıkardı ortaya. Ve tabi evler arası bir reçel transferi olurdu mutlaka. Her anne yaptığı reçelden ufak bir kavanoz da komşularına verirdi. 'Ben bu sene marmelat yaptım', ' tühh vişnenin zamanını kaçırdım ' gibi sohbetler olurdu. İşte o zamanlarda evlerde hep çilek kokusu olurdu.

Benim çilek reçelleri de hazır. Kimisi hediyelik , kimisi yemelik :)


Şimdi kayısı zamanını bekliyorum, rastgele...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder